Neden?Şiirin hikayesini görmek için tıklayın "ey kadın
büyük sevgisini postayla gönderen sesini, rimelini ve kışkırtıcı kokusunu. ey kendisini tanıdığım ve tanımadığım durdur, durdur su yazma işini gönderdiklerin hep çocukça yazdıkların saçma hep yok bunlarda bir kadın. postayla ask yapılmaz erkekle postayla ancak çocuklar baba olur. yirmi yıldır aşkın yolu üzerindeyim ve hala o yol meçhul. bir kez katil çoğu kez maktul oldum yirmi yıl… ey aşkın kitabı hala birinci sayfadayım." Uzaksın Ufka yön veren çizgi kadar Ve yakın Tenime değen gölge kadar Ve zamansın Yaşanılan an kadar. Sana ilk defa, güneşli bir günde Hayatın ılık nefesini Göğsüne doldururken rastladım Kabulü şaibeli dualar dökülürken dilimden Uzanıp terli yüreğinden öpmek istedim Boyum yetişmedi yüreğine Ellerine kapandım. Gündüz güneşin doğmadığı Gece ayın, yıldızların parlamadığı bir şehirde Aydınlık sığınağım, gülümseyen aynamdın. Bazen yavru ceylanları emzirirdi gülüşün Bazen hüzne Bir tabutta, gözlerinde rastlardım. Nasıl severdim seni Nasıl da inanırdım... Bilmediğim hikayenden İçime işleyen sözlerinden Hiç görmediğim gözlerinden Hayata paralel atan kalbinden Kah bir kaplan kadar yırtıcı Kah bir kuş kadar naif, kırılgan halinden Ve seyri muğlak serüveninden Nasıl da korkardım. Etime değen bakışsız gözlerin Sancısından bahsederdim sana Zehre bulanmış dillerin Canımı nasıl yaktığından Eğilir kulağıma ’Korkma yanındayım’ diye fısıldardın Korkmazdım Biliyordum çünkü, yanımdaydın. Sen bilmesen de Buğulu sesinle uyanırdım her yeni güne Her gece nefesinle uykuya dalardım Hele birlikte söylediğimiz notasız şarkılara Gözüm gibi bakar Yastığımın altında saklardım. Karanlıklara inat El ele koştururken güne, güneşe Zamanı mıydı, tufanlara nefessiz dalıp Zifiri karanlıklarda yıkanmanın Leyla olup kızgın çöllerde Mecnun’a varılmaz köprüler kurmanın? Oysa ben Hayata senin gözlerinle bakardım... Seninle güler Seninle ağlardım Seninle susar, seninle çağlardım Rotasız gemilerle, çelişkilere yelken açarken sen Ben sevincimi, emanet gülüşlerde bıraktım Sunileşti ağlamalarım Şimdi bir çocuk gibi acemileştim yaşama Şimdi ne tadım kaldı Ne de tad alacak bir damağım Belki mutlu olursun diye söylüyorum Pusulası bozulmuş rüzgarlarda Yılgın ve derbeder Oradan oraya savrulmaktayım. Artık yeri belirsiz Bir boşluk bende adın Söyle Sana şimdi hangi gözle bakayım? ’Ben buradayım’ diyerek Çığlık çığlığa susan yokluğunla ’Bu ben değilim’ diye Susarak haykıran varlığın arasında Sıkıştım kaldım... Paslı çivilere zaten alıştım da Hangisinin sen olduğunu bilseydim İnan belki, bu kadar yanmazdım. Göze mühür Dile perçin Kalbe kara Ruha kül Yaşama set kattın. Ama ne yaptın sen kadın? Kadın Sen ne yaptın? . |
Neden ?
Bu " neden " lerle başımız dertte sanırım.
Çünkü bazı nedenlerin cevapları hiçbir zaman olmuyor. Cevapsız kalan nedenler dolu hayatlarımızda.
Sonra insan kendi kendine bu nedenlere cevaplar bulmaya çalışıyor.
Şiirin hikayesinde aşkın kitabının birinci sayfasında kalındığı yazılmış. Birinci sayfa yine iyi, ön sözde kalanlar da oluyordur muhakkak.
Böyle şiirler okuduğum zaman, çok sevmek iyi değil mi acaba diye düşündüğüm oluyor. Bir taraf acı çekiyor genellikle çünkü.
Şiir güzeldi. Emeğinize sağlık.
Hüzün şiirlerde güzel olsa da yine de yüreklere fazla değmesin dilerim.
Selamlar, saygılar