Dışa Vuran Düş KütlesiTam olarak kavrayamadığımız Binbir çeşit pasajlardan Uçsuz bucaksız koridorlardan geçiyoruz Malum… Mimarisini okumadık hiçbirinin Ve tam olarak bilmiyoruz Bizi saran duvarlarda kullanılan malzemeyi Yine de Yaşama içgüdüsüyle benimsiyoruz İnanmak da istiyoruz hani Gördüğümüz Duyduğumuz her şeye İşte o vakit Güvende olduğumuzu düşünüyoruz… Neden söz ettiğimi anlıyor musunuz, ey? Hastanenin acil koridorlarında Ağır vaka gibiyiz hepimiz Hasarlarımızı anlayan Açıklayan Birilerine ihtiyacımız var Hemen şimdi, hemen şimdi… Eli kolu bağlı oturup da Kös kös bakmayın birbirinize Bakmayın bana öyle Dayanmaz yüreğim... Diyorum ki Bir toplantı, bir panel düzenleyelim Ağaçlı, geniş bir meydanda olsun Ki dinleyenler de bol olsun... Diyeceğim o ki, Kolundan tutup getirelim Sokrates’i, Kleopatra’yı, Dante’yi Marx’ı, Einstein’ı, Sartre’yi getirelim Hatta Darwin ve Hegel de gelsin ki Eğlenceli tartışmalar olsun... Ha, unutmadan... Bir de Hayyam lazım bize Nietzsche lazım Camus lazım Marquez lazım Arif lazım... Ey siz, Duvarla değil, sizinle konuşuyorum Niye susuyorsunuz öyle? Sizce de konuşmanın zamanı değil mi? Diyorum ki Bilmediklerimizi Bildiğimizi sandıklarımızı Yeni baştan duymalıyız Hatta, diyorum M E C B U R U Z buna... Ha, bir de; Renk katsınlar diye Shakespeare’i, Pavlov’u da uyandıralım Huzursuz bir ruhla yatıyorlar nasılsa Hay allah! Az kalsın unutuyordum Clara Zetkin, Rosa Park ve Mahsa Amini de Mutlaka, ama mutlaka olmalı panelde Hadi sevgili arkadaşlar Henüz çok geç olmadan Sıkı tutalım elimizi İçre bir coşkuyla Hatta gözpınarlarımızla ağırlayalım onları Yaşamın İlahi Komedya’sını Trajedisini Dehşetini Aşkını Güzelliğini Kendi çerçevelerinden anlatsınlar Açlığını ve gözyaşlarını da anlatsınlar hayatın Bir bir tarif etsinler her şeyi Evreni ve varolmanın sebebini. Ah ah… Anlıyorum bakışlarınızdan Deli sanıyorsunuz beni… H. Korkmaz, År 15/24 Sthlm |